Ayşe Hanım'ın Omurga Kırığı ve Kemik Çimentosu Uygulaması

Size 82 yaşındaki hastam Ayşe Hanım’ın omurga kırığı hikayesini ve neden kemik çimentosu uygulamasını tercih ettiğimizi anlatacağım.

Omurga kırıklarında uyguladığımız modern tedavi yöntemleri olan, halk arasında kemik çimentosu olarak bilinen, benim de dünyada ilk uygulayıcıları arasında olduğum Vertebroplasti ve Kifoplasti işlemleri hakkında bazı bilgileri de bu yazının içinde bulacaksınız.

Ayşe Hanım torunlarıyla vakit geçirmeyi seven, sevgi dolu bir anne ve anneanne. Kocası öldükten sonra yalnız yaşıyor, evinin temizliğini, yemeklerini kendisi yapıyor, evden dışarıya çıkıp alışverişini yapıyordu.

Eski alışkanlık, pazara gitmeyi çok sever, markette satılan sebze meyveyi hiç beğenmezdi. Pazar arabasını yanına alır, bütün pazarı baştan sona gezer, neredeyse ağzına kadar doldururdu kocaman pazar arabasını. Aslında tek başına yaşadığı için eskisi gibi büyük alışverişe ihtiyacı yoktu fakat yan sokakta oturan kızı ve torunları için de haftalık pazar alışverişini, onlar istemese de yaptığını bana keyifle anlattı. Kaç defa kızı annesini pazardan ağır taşımaması için tembihlemişse de sözünü geçirememişti annesine. Ayşe Hanım pek dinlemezdi kimseyi, bildiğini yapardı. Pazardan en güzel meyvaları seçerdi torunları için.

Kemik erimesi ( osteoporoz ) var Ayşe Hanım’da, kemikleri güçsüz ve kolay kırılabilir hale gelmiş. Aile hekimi ona artık ağır işler yapmamasını söylemiş, kemik erimesi nedeniyle kalça kırıkları, omurga kırıkları kolaylıkla oluşuyor diye uzun uzun anlatmış. Televizyonda da sık sık konuşuyor doktorlar kemik erimesi nedeniyle kolaylıkla gelişen omurga kırıkları, kalça kırıkları hakkında. Ayşe Hanım çok seviyormuş sabahları bu programları izlemeyi, özellikle de hangi ot, hangi bitki neye iyi gelir çok ilgisini çekermiş.

Yazın sıcak günleri bitmiş, kış başlamış ve havalar artık iyice soğumuş, yorganı çıkartmanın zamanı çoktan gelmişti. Kızı her sabah mutlaka telefonla ararmış annesini. Vakit bulduğunda da, haftada birkaç defa iş çıkışı gidip evde annesini görür, biraz sohbet edermiş annesi ile.

AYŞE HANIM’IN DÜŞÜP OMURGASINI KIRDIĞI GÜN

O sabah Ayşe Hanım kızı ile telefonla konuşurken, yaz gelince elbise dolabının üstüne kaldırdıkları yorganı artık çıkartacağını söylemiş, kızı ise annesine iş çıkışı çocuklarına yemek yedirdikten sonra uğrayıp yorganı kendisinin dolabın üzerinden indireceğini, yorganı indirmek için kendisini beklemesini sıkıca tembihlemiş, hatta söz almış annesinden. Ancak Ayşe Hanım kimseye rahatsızlık vermek istememiş, ne varmış bir sandalyenin üstüne çıkıp yorganı almakta.

Yıllardır yaptığı gibi sandalyeyi dolabın önüne koymuş, üzerine çıkmış ve yorgana doğru uzanmış. Fakat hiç beklemediği şekilde, tam uzandığı anda aniden başı dönmeye başlamış, sanki dünya ayaklarının altından kayıyormuş. Dengesini kaybederek yere düşmüş. Belinde o kadar şiddetli bir ağrı hissettmiş ki, ağrıdan yere yığılıp nefes almakta bile güçlük çekmiş.

Çaresiz biçimde yerden kalkamamış Ayşe Hanım. Belinde, sırtında çok ağrısı varmış, birkaç defa oturmayı, kalkmayı denemiş fakat bıçak gibi saplanmış ağrı, yere uzanmış tekrar.

Telefon birkaç defa arka arkaya çalmış fakat kalıp açamamış bir türlü telefonu. Sonunda zorlukla kalkarak telefonunun yanına kadar gitmiş ve açabilmiş telefonu. Kızıymış yine arayan. Ağrılı ses tonuyla ve biraz da mahçup biçimde anlatmış kızına düştüğünü ve yerden kalkamadığını, belinde çok şiddetli bir ağrı olduğunu.

ACİL SERVİS VE İLK MÜDAHALELER

Sonrası hızlı gelişmiş. Kızı koşarak arabasına binip annesine doğru giderken eşini de arayıp bilgi vermiş. Damat Bey eşinden önce gidebilmiş Ayşe Hanım’ın yanına.

Ayşe Hanım'ın çocukları, o anda ne yapacaklarını bilememişler, hemen ambulans çağırıp annelerini hastaneye götürmüşler. Hastanede yapılan filmlerde, Ayşe Hanım'ın omurgasınında bir kırık olduğu tespit edilmiş.

Doktorlar Ayşe Hanım’ın ağrısını azaltmak için Acil Serviste serum ile damardan ilaçlar vermişler. Omurilik üzerinde baskı olmadığı, felç ya da benzeri bir sorun olmadığını anlatmışlar, ameliyat yapılmasına gerek olmadığını açıklamışlar. Sırtüstü yatar pozisyonda en az bir ay yatması durumunda kırığın kendi kendine kaynayacağını belirtmişler. 

Doktorlar ağrı kesici ilaçlar için reçete düzenlemişler, bir ay yataktan hiç kalkmamasını ve özel bir korse kullanmasını önermişler.

Çocukları Ayşe Hanım’ı kendi evlerine götürmüşler, salonda bir yatak hazırlamışlar ve annelerine bakmaya başlamışlar.

AĞRILI GECE

Ayşe Hanım, hastanede yapılan ağrı kesici iğnelerden sonra birkaç saat için biraz rahatlamış fakat iğnelerin etkisi geçince geceyi şiddetli ağrıları nedeniyle oldukça zor geçirmiş. Sabahı zor etmiş, gece neredeyse hiç uyuyamamış. Kızı annesinin idrarını ve dışkısını kolaylıkla yapabilmesi için altına bez bağlamış, sabaha kadar annesinin yanında oturarak elini tutup saçını okşayarak ona moral vermeye çalışmış, bir yandan da üzüntüden ne yapacağını bilemez olduğunu annesine hissettirmemeye çalışmış.

Oldukça zor geçen ilk geceden sonra Ayşe Hanım’ın çocukları annelerinin ağrılar içinde bir ay hiç yataktan kalkmadan nasıl dayanacağını kara kara düşünmeye başlamışlar.

Ertesi gün Ayşe Hanım’ın kızları ve damadı, annelerinin çektiği acı için başka neler yapılabileceği konusunu daha detaylı olarak araştırmaya başlamışlar. Hem tanıdıkları birkaç doktora sormuşlar hem de internetten omurga kırığı tedavisi nasıl yapılır, omurga kırığı ne kadar sürede iyileşir, omurga kırığı tehlikeli mi gibi konularda araştırma yapmışlar. Bu konularda ileri derecede deneyim sahibi olduğumu, omurga kırıklarında kemik çimentosu uygulamasını dünyada ilk olarak geliştiren ve uygulayan ekibin bir üyesi olduğumu öğrenince vakit kaybetmeden annelerinin filmleri ile birlikte benim yanıma geldiler.

Filmlerde, omurganın bel bölgesinde bir çökme kırığı olduğu görülüyordu. Çocukları annelerinin bacaklarını hareket ettirmekte güçlük çekmediğini, ayakların normal hareket ettiğini, annelerinin normal olarak idrar yapabildiğini anlattılar. Omurilik ve sinirler zarar görmemişti.

AYŞE HANIM İLE İLK KARŞILAŞMAMIZ

Çocuklarının getirdiği filmleri gördükten, onların tarifiyle annelerinde omurga kırığına bağlı şiddetli ağrı olduğunu , felç durumunun ise olmadığını anlamış olsam da,  tabii ki hastayı görüp değerlendirmeden herhangi bir tedaviyi kesin bir dille önermek doğru değil. Bu nedenle Ayşe Hanım’ı görmek istedim.

Ayşe Hanım dirayetli bir kadındı. Çocukları onun kolay kolay ağrım var demeyecek, sızlanmayacak bir karakterde olduğunu bana anlattılar. Gerçekten ağrısı olduğu yüzünden anlaşılıyordu. Hareket ederken nefes almakta bile zorluk çekiyordu.

OMURGANIN ÇÖKME KIRIKLARI

Omurganın çökme kırıklarında, kırılan kemiğin gövdesinin omuriliğe doğru bakan duvarı sağlam kalır, omurilikten uzak ön duvarında ise  kırığa bağlı olarak bir çökme ortaya çıkar. 

Omurganın çökme kırıkları herhangi bir felç riski oluşturmazlar fakat bazen hafif bazen de çok şiddetli bel ve sırt ağrısına neden olabilirler. Omurganın çökme kırıklarında büyük sorun ağrı ve ağrı nedeniyle bozulan yaşam kalitesidir. 

Çökme nedeniyle omurganın dengesinin bozulması bazı hastalarda kamburluğa yol açabilir.

OMURGANIN ÇÖKME KIRIKLARI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Omurganın çökme kırıklarının tedavisi için sadece korse ve yatak istirahati birçok hastada yeterli olabilir, bir başka grup hasta ise, ameliyat ile tedaviye ihtiyaç duyabilir. 

Omurganın çökme kırıkları için en  modern tedavi yöntemi ise, halk arasında kemik çimentosu uygulaması olarak bilinen Vertebroplasti ve Kifoplasti işlemleridir.

VERTEBROPLASTİ VE KİFOPLASTİ NEDİR?

Omurga kırıklarında kemik çimentosu uygulamasının Vertebroplasti ve Kifoplasti adını verdiğimiz, birbirine benzer iki farklı yöntemi vardır.

Kırılan omurga kemiğinin içine kemik çimentosu uygulaması her iki işlemde de ortak olarak vardır. İki işlem arasındaki fark ise;

  • Kifoplasti adını verdiğimiz işlemde kırılmış kemiğin içine çimento enjeksiyonu yapmadan önce, özel bir balon ile kemikte çökme nedeniyle ortaya çıkan yükseklik kaybının giderimesi, bu işlemden sonra kemik çimentosu enjeksiyonu yapılır,
  • Vertebroplasti işleminde kemiğin yüksekliği bir balon yardımıyla onarılmaya çalışılmaz, sadece kırılan omurga kemiğine çimentosu enjeksiyonu yapılır.

AYŞE HANIMIN TEDAVİSİNE NASIL KARAR VERDİK?

Ayşe Hanım ve çocuklarına omurganın çökme kırıklarında tedavi seçeneklerini artıları ve eksileri ile, detaylı olarak anlattım. Size de kısaca anlatayım;

Yatak istirahati ve korse ile kırığın kaynamasını beklemek 

En basit tedavi seçeneği yatak istirahatidir. Fakat omurgadaki kırığın kaynamaya başlaması için en az 6 hafta süre geçmesi gerekir. Aslında bu süre daha da uzundur, yaş ilerledikçe de omurga kırığının kaynaması için gerekli süre daha da uzar. Bu süre boyunca hastanın hareketsiz bir biçimde yatak istirahati yapması, başlangıçta tuvalete bile kalkmaması genellikle önerilir. 

Ayşe Hanım’ın vücudu bu kadar uzun süre yatakta kalmayı kaldırabilecek miydi?

Hiç sanmıyorum.

Nedenlerine, sıkıntı ve risklerine gelince;

  • Akciğerler; Ayşe Hanım’ın akciğerleri yaşı nedeniyle çok iyi durumda değildi. Haftalar boyunca sırt üstü hareketsiz yattıkça rahat nefes alamayacaktı, akciğerlerde enfeksiyon başlaması riski yüksekti,
  • Pıhtı oluşması riski; Bacaklarında varisleri vardı. Uzun süren yatak istirahatlerinde, koruma amaçlı kan sulandırıcılar kullansak bile, bazı hastalarda damarlar içinde kan pıhtıları oluşabilmekte, bu pıhtılardan kopan parçalar akciğerlere, beyne giderek önemli damarları tıkayabilmekte ve sonuçları felçler ya da ölümlere kadar uzanan ciddi sorunlar yaratabilmektedir,
  • Yatak yaraları; sırt üstü hareketsiz şekilde yatmaya bağlı sırtta, belde, kalçada tedavisi oldukça zor yaralar gelişebilmektedir,
  • Ağrının kontrolü bazen oldukça zor olabilmektedir,
  • Kırığın büyümesi; hasta ne kadar sırtüstü yatarsa yatsın, bazen su içmek, yemek yemek için doğruldukça kırık daha da artabilmekte, omurgadaki çökme büyüyebilmekte ve kamburluk gelişme riski bulunmaktadır.

Bütün bu saydığım nedenlerle, Ayşe Hanım yatak istirahati ve korse ile iyileşmesini beklemek fazlasıyla sıkıntılı ve aynı zamanda da riskli bir süreçti.

Omurga kırığı için ameliyat

Ayşe Hanım’ın omurgasındaki kırık için ameliyat yapmak, üstteki ve alttaki kemiklere vidalar koyarak kırık omurun üstüne daha az yük binmesini sağlamak da bir tedavi seçeneğiydi.

Fakat çok ileri derecede çökme olmadığı, ya da omurga kanalında omurilik ve sinirler üzerinde kırık nedeniyle bir baskı bulunmadığı sürece, bu ameliyatlar gerekli değildir. Hem hastaya gereksiz yere önemli bir ameliyat yapılmış olur, hem ameliyat sonrası önemli derecede cerrahi bakım gerektirir, hem de kemik erimesi bulunan hastalarda vidaların ne kadar sağlıklı biçimde kemiğe tutunacakları hiç belli değildir. Bazen başlangıçta vidalar sağlam görünseler bile daha sonra yerlerinden oynayabilirler.

Bu nedenle, ameliyat seçeceği de hiç tercih edilecek bir seçenek değildi Ayşe Hanım için. Ayrıca ameliyatta Ayşe Hanım için anestezi açısından, özellikle de akciğerler ve kalp açısından kayda değer riskler vardı.

Bazen basit şeyleri daha da karmaşık hale getirmemek gerekir.

Vertebroplasti ya da Kifoplasti ile kemik çimentosu uygulaması

Kemik çimentosu uygulaması, Ayşe Hanım’ın film lerini ilk gördüğüm, çocuklarını ilk dinlediğim andan beri benim için en doğru tedavi seçeceğiydi.

Ayşe Hanım’ın ağrıları hemen geçecek, haftalarca yatak istirahatinin eziyetine katlanmasına gerek kalmayacak, birkaç saat sonra ağrısız olarak yürüyebilecekti.

Diğer yandan da Ayşe Hanım için riskli ve eziyetli olabilecek bir ameliyat sürecine girilmeyecekti.

Ayşe Hanım için en doğru seçim, omurganın çökme kırıkları içinen modern tedavi yöntemi olan kemik çimentosu uygulaması idi.

Kemik çimentosu konusunda çok uzun yıllardan beri ilgi derecede deneyim sahibi olmam, bu işlemi dünyada ilk uygulayan ekibin bir parçası olmam da benim tedavi seçimime etki etti.

Ayşe Hanım ve çocuklarına da, sizlere yukarıda açıkladığım şekilde bütün tedavi alternatiflerini anlattım. Karar vermekte güçlük yaşamadılar ve kemik çimentosu uygulamasının bir an önce yapılması için hazırlıklarımıza başladık. Ne Ayşe Hanım ne de çocukları, geçirdikleri ağrılı geceyi uzun süre tekrar tekrar yaşamak istemediklerini söylediler, bir sonraki gün işlemi yapmaya karar verdik.

İŞLEM GÜNÜ

Ayşe Hanım’ın kemik çimentosu uygulamasını lokal anestezi altında ve hafif derecede sakinleştirici bazı ilaçlar yardımıyla yaptık. 

Sadece birkaç milimetrelik iki delikten girilerek, kapalı olarak yapılan işlem yaklaşık 20 dakika sürdü.

Kemik çimentosu uygulamasının her aşamasında, her zaman yaptığımız gibi, fluoroskopi adını verdiğimiz özel bir röntgen makinesi ile, yaptığımız her hareketi sürekli olarak kontrol ederek işlemi gerçekleştirdik, çimentonun kırık kemik içinde nasıl dağıldığını takip ettik.

Her ne kadar genel anestezi uygulamasak da, anestezi uzmanı ve anestezi teknisyeni arkadaşlarımız Ayşe Hanım’a bir serum bağladılar, işlem sırasında özel monitörler ile Ayşe Hanım’ın kalp atışlarını, tansiyonunu, nabzını, kandaki oksijen seviyesini ve başka bazı değerlerini devamla olarak kontrol ettiler.

Göz ucuyla ağrısı var mı diye baktığımda ise, Ayşe Hanım’ın Anestezi Teknisyeni ile sohbet  etmekte olduğunu gördüm. Nasıl düştüğünü anlatıyordu.

İŞLEMDEN SONRA

Ayşe Hanım işlemden bir buçuk saat sonra yürümeye başladı, ağrısı geçmiş, yüzü gülüyordu. Sanki bedeninden bir yük kalkmıştı, artık rahatça nefes alabiliyordu.

Birkaç saat sonra eve gidebildi.

Eve gittikten sonra üç gündür ilk defa rahat ve ağrısız bir şekilde uyuduğunu, ağrı kesici ilaca ihtiyaç dahi duymadığını bize bir hafta sonra kontrol muayenesi için geldiği zaman anlattı.

SONUÇ

Hikayemiz mutlu son ile bitti, filmlerde olduğu gibi. Bizi bu güzel sonuca çok uzun yıllardır uyguladığımız kemik çimentosu enjeksiyonu ulaştırdı.

Vertebroplasti ve Kifoplasti adını verdiğimiz işlemler ile omurga kırıklarında uyguladığımız kemik çimentosu enjeksiyonu modern bir tedavi yöntemidir, çok kısa zamanda ağrı ortadan kalkar ve kırık kaynayarak omurga tekrar sağlam hale gelir, normal hayata dönmek için gerekli süre oldukça kısadır.

Blog