Hızlı erişim için seçtiğiniz konu başlığını tıklayabilirsiniz.
Her hasta için birebir aynı, standart bir bel fıtığı tedavisi yoktur. Uygulanacak tedavi planı, bel fıtığı belirtilerine, hastanın şikayetlerinin şiddetine, süresine, muayene bulgularına, radyolojik bulgulara, hastanın yaşına, mesleğine, aşırı kilo problemi olup olmadığına ve yaşam biçimine göre düzenlenir.
Bu tedavinin amacı yıpranmış olan disk eklemini hiç yıpranmamış hale getirmek değil, hastanın şikayetleri olan bel ağrısı, kalça ve bacak ağrısını ortadan kaldırmaktır. Yıpranmış bir eklemi hiç yıpranmamış hale getirmek, yıpranma sürecini tersine çevirerek eklemi gençleştirmek henüz tıbbi olarak olanaksızdır.
İlgili tedavi, fıtıklaşan disk eklemi ve fıtık nedeniyle baskı altında kalan sinir kökü üzerinde gelişen tahrişi, ödemi, var ise hasarı ortadan kaldırmayı amaçlar.
Sadece bel ağrısı, kalça ve bacak ağrısı, uyuşma şikayetleri varsa, sorun bir ağrı tedavisi sorunudur. Bu durumda amaç bel ağrılarını, kalça ve bacak ağrılarını gidererek yaşam kalitesini arttırmaktır.
Ağrı ile beraber bacak ve ayak kaslarında güç kaybı da var ise, artık sorun sadece bir ağrı tedavisi sorunu olmaktan çıkmıştır. Bu durumda öncelik, hastanın kaybettiği kas gücünü en kısa zamanda yerine getirmektir.
Eğer kaslarda güçsüzlük ile birlikte idrar ya da dışkı yapamamak gibi başka önemli belirtiler söz konusu ise, acil olarak yapılması gereken tedavinin amacı hastanın kaybettiği kas gücü, idrar, dışkı ve cinsel fonksiyon bozukluklarını bir an önce normale döndürmektir.
Bel fıtığı tedavisi, özellikle son yıllarda hızla gelişen tıp teknolojisi sayesinde çok daha kolay ve çok daha olumlu sonuçlar elde edilir hale gelmiştir.
Bel fıtığına ne iyi gelir, kısaca gözden geçirelim:
Bel fıtığı tedavisinde ameliyat mı yoksa ameliyatsız tedavi yöntemleri mi tercih edilmelidir? Hangi durumlarda hangi tedavi seçeneği daha uygundur?
Bu sorunun cevabını videomuzda bulabilirsiniz.
İlaç tedavisi bir yandan ağrı ve kas tutulması gibi şikayetlerin ortadan kaldırılmasını, diğer yandan da sinir kökü üzerindeki tahrişin (İnflamasyon) giderilmesini amaçlar. İlaç tedavisi ve ağrı kesiciler bel fıtığını ortadan kaldıramaz, ilaç tedavisi fıtığın neden olduğu sorunları gidermeyi hedefler.
Bu nedenle;
İnflamasyon (Enflamasyon), dokunun kendisine hasar veren herhangi bir nedene karşı verdiği bağışıklık sistemi yanıtıdır. Elimiz kapıya sıkıştığı zaman şişip kızarması da inflamasyondur, gözünüze toz kaçtığı zaman gözünüzde gelişen kızarıklık da inflamasyondur, bakterilerin solunum yollarını tahriş etmesi sonucunda gelişen doku cevabı da inflamasyondur.
Bel fıtığında iki ayrı noktada enflamasyon vardır;
İnflamasyona karşı kullanılan ilaçlara antiinflamatuar ilaçlar ya da enflamasyon giderici ilaçlar adı verilir. Bu ilaçlar içinde kortizon içermeyen ve kortizon içeren iki ana grup vardır.
Bel fıtığı belirtilerine göre doktorunuz öncelikle kortizon içermeyen enflamasyon giderici ilaçları kullanacaktır. Yeteri kadar fayda elde edilemezse, kortizon içeren ilaçların da kullanılması gerekebilir.
Ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar da, şikayetlerin şiddetine göre, daha basit ilaçlardan başlanarak, gerekli fayda sağlanamazsa daha kuvvetli ilaçlara kadar, belirli bir sıra ile kullanılabilir.
Doğru düzenlenmiş bir ilaç tedavisi hastanın durumu izlenerek en az birkaç hafta devam etmelidir.
Fizik tedavinin temel amacı kas tutulmalarını ortadan kaldırarak kas gevşemesini sağlamak ve kısıtlı olan hareket yeteneğini düzeltmektir. Fizik tedavi fıtığı ortadan kaldırmak, sinir kökü üzerindeki baskıyı kaldırmak ya da ödemi gidermek amacını gütmez, ilaç tedavisi ile birlikte devam edilecek bir destek tedavisidir.
Bel fıtığında uygulanacak en değerli fizik tedavi uygulaması, egzersizdir. Egzersizlerin kısa vadede amacı kasların esnemelerini ve gevşemelerini sağlayarak hareket kısıtlılığını ortadan kaldırmak, uzun vadede ise kasları güçlendirmektir.
Fizik tedavi uygulamaları arasında egzersizler dışında, sıcak ve soğuk uygulamaları, düşük voltajlı elektrik akımı kullanarak yapılan uygulamalar, yüzeysel ultrason ve lazer uygulamaları, masaj, traksiyon, vakum ve benzeri uygulamalar yer alabilir.
Manuel tedavi ya da Kayropraktik tedavi, omurga eklemlerinde gelişmiş tutuklukların giderilmesi, ekleme normal bir hareket özelliğinin geri verilmesi için, herhangi bir makina kullanılmadan, elle yapılan manipülasyon uygulamalarıdır. Ülkemizde de gittikçe yaygınlaşmaya başlayan bu tedavi yöntemi, ameliyat gerektirmeyen durumlarda uygulanmasında fayda olan bir destek tedavisidir.
Ameliyatsız bel fıtığı tedavi yöntemleri arasından hangisi sizin için en uygunudur? Nokta atışı, ozon, radyofrekans, lazer gibi yöntemlerin farkları nelerdir?
Detaylı bilgi için videomuzu izleyebilirsiniz.
Ameliyatsız bel fıtığı tedavisi işlemleri ABD, Almanya, Japonya, Kore gibi ülkelerde uzun yıllardır güvenle ve çok yüksek başarı ile kullanılır.
Bununla beraber, ameliyatsız bel fıtığı tedavisi konusu, istismara da son derece açık bir konudur. Eskiden sokak aralarındaki duvarlara kırıkçı çıkıkçılar bel fıtığı tedavisi yaptıklarını yazarlardı. Bugün ise maalesef çoğunluğu sağlık personeli olmak üzere, birçok kişi sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla ameliyatsız bel fıtığı tedavisini mucizevi bir biçimde yaptığını, hastayı on dakikada iyileştirdiğini, mucizeler yarattığını iddia etmektedir. Genellikle kas gevşemesi sağlamaya yönelik uygulanan bu yüzeysel İnstagram ve Facebook tedavisi yöntemleri kalıcı bir iyilik hali sağlayamamaktadır.
Bilimsel anlamda etkinliği kanıtlanmış ve gelişmiş ülkelerde bilimsel çevreler ve yetkili sağlık otoriteleri tarafından kullanımı onaylanmış ameliyatsız tedavi yöntemleri ise, fıtıklaşan disk eklemine ve baskı altındaki sinir köküne özel yöntemlerle, radyolojik kontrol altında ulaşarak, gerçek nedene müdahale ederler.
Her ameliyatın belli ölçülerde riskleri vardır. Basit ve daha az risk alarak, hastaya zarar vermeden çözülebilecek bir sorunu, daha riskli ve karmaşık bir tedavi yöntemi ile, önemli bir ameliyat ile çözmeye çalışmak doğru değildir.
Modern tıp teknolojisi, özellikle lazer ve radyofrekans enerjilerini kullanarak çok daha az riskli, fakat daha güvenli ve etkin yöntemlerle omurga hastalıkları için ameliyatsız tedavi olanakları sunmaktadır.
İlaç tedavisi, yatak istirahati, fizik tedavi gibi başlangıç tedavilerinin, doğru biçimde uygulanmış olmasına rağmen hastanın ağrılarında yeterli derecede gerileme yok ise ameliyat kararı almadan bu tedavilerin uygulanması mutlaka düşünülmelidir.
İki temel grup ameliyatsız tedavi işlemi vardır;
Bel fıtığının neden olduğu ağrı, ağızdan, kalçadan ya da damar yolu ile uygulanan ilaçlar ve fizik tedavi uygulamaları ile yeteri kadar hafiflemiyor ise, fıtığın ve fıtıktan etkilenen sinirin çevresine yapılacak ilaç uygulanması işlemleri fayda sağlayabilir. İşlemlerin sadece bu konuda eğitim almış, deneyimli uzman doktorlar tarafından, floroskopi adını verdiğimiz sistem ile radyolojik kontrol altında, özel işlem salonlarında yapılması gerekir.
Radyolojik görüntüler yardımıyla iğnenin ucunun nerede olduğunu tam olarak görürüz ve yanlış bir noktaya işlem yapmamış, hassas dokuları zedelenmemiş oluruz. Bel fıtığı için enjeksiyon ile yaptığımız ilaç uygulamalarının amacı, ilacı tam olarak doğru noktaya uygulayarak, fıtık nedeni ile üzerinde tahriş gelişen dokuların tahrişini azaltmak, iyileşmelerini sağlamaktır. En sık olarak iki yöntem uygulanır.
Omurilik kılıfının çevresine kortizon uygulamasıdır. Bu yol ile birçok sinirin köküne gerekli ilacın ulaşması sağlanır ve ağrıya yol açan sinir enflamasyonunun azalması hedeflenir.
Nukleus pulposus, disk ekleminin ortasında bulunan yumuşak eklem çekirdeğidir. Nükleoplasti adını verdiğimiz işlem, fıtıklaşmış disk ekleminin içine radyolojik kontrol altında çok ince iğneler ile girilerek, eklem içindeki basıncı hafifletmeyi sağlar. Eklem içindeki basıncın azalması, fıtığın büzüşerek küçülmesi, sinir kökü üzerinde baskının ortadan kalkması amacıyla eklem çekirdeğinin çok küçük bir kısmı buharlaştırılır. Buharlaştırma işlemi için eskiden enerji kaynağı olarak lazer kullanılırdı, fakat günümüzde radyofrekans adını verdiğimiz, radyo dalgaları ile oluşturulan ve daha güvenli bir yöntem kullanılır.
Yıpranmış disk ekleminin bir kısmı ısı enerjisi ile buharlaştırılır. İşlem ile eklemin içinde yaratılan hacim azalması, eklemde önemli derecede basınç azalmasına neden olur. Sonuç olarak fıtığın sinirler üzerinde yarattığı baskı azalır. Sinir üzerindeki baskının azalması, sinirin üzerinde gelişen ödemi ve tahrişi azaltarak ağrının ortadan kalkmasını sağlar.
Ayrıca, eklem içinde yaratılan ısı nedeni ile ağrıya neden olan biyolojik ve kimyasal mekanizmalar üzerinde de tedavi edici etki oluşturulur.
Günümüzde ameliyatsız bel fıtığı tedavisi için lazer ya da radyofrekans enerjileri kullanılmaktadır. Eski yıllarda kullandığımız, eklemin bir kısmını eritmesini sağlayan kimyasal maddeler, yan etkilerinin yüksek olması nedeniyle artık kullanılmaz.
Ozon gazı ise, yeterince iyi sonuçlar vermediğinden gelişmiş ülkelerde terk edilmiştir. Ozon, ucuz olması nedeniyle, faydası düşük olduğu halde, sadece az gelişmiş ülkelerde hala kullanılmaya devam edilmektedir.
Bel Fıtığı için Alternatif Tedaviler
Nükleoplasti tedavisi, lokal anestezi altında yapılır ve sadece birkaç dakika sürer. İşlem sırasında, kalçadan iğne yapar gibi, cildi hiç kesmeden çok ince iğneler yardımıyla eklem içerisinde çalışmak istediğimiz hedef noktaya ulaşılır.
Özel ve gelişmiş röntgen makineleri kullanarak, işlemin her aşamasında radyolojik görüntüler elde edilmesi işlem güvenliği açısından çok önemlidir. Değişik yönlü görüntüler alınarak, milimetrik olarak ulaşmak istediğimiz noktada olduğumuzdan kesin olarak emin oluruz.
Eğer enerji kaynağı olarak lazer kullanılacaksa, iğnenin içinden, yarım milimetreden daha ince mikro fiber optik lazer kateteri geçirilir ve eklem içinde çalışmak istediğimiz noktaya ulaştırılır. Lazer enerjisi kontrollü bir biçimde eklem içerisine uygulanır. Lazer enerjisinin etki alanı, kullanılan lazer türüne göre, birkaç milimetre uzağa kadar yayılır. Bu işlem sırasında eklemin bir parçasının buharlaştığını ve gaz olarak dışarı çıktığını bizzat gözlemleriz.
Enerji kaynağı olarak radyofrekans kullanılacaksa, iğnenin içinden geçirilen birkaç milimetre kalınlığındaki özel elektrot eklemdeki hedef noktaya ulaştırılır. Radyofrekans için kullandığımız elektrotların ucunda pozitif ve negatif iki ayrı kutup vardır. Aralarında sadece birkaç milimetre aralık bulunan bu iki ayrı kutup arasında enerji yoğunlaşır, enerjinin vücudun başka kısımlarına dağılma riski yoktur. Bu da çevrede oluşabilecek hasar riskini çok azaltır.
Radyofrekans teknolojisi, uygulanan enerjinin çevredeki diğer dokulara dağılmaması nedeni ve daha düşük ısılarda aynı etkiyi oluşturması nedeniyle, lazerden daha kontrollü ve güvenlidir. Lazer, deneyimsiz ellerde, ekleme ve diğer yapılara zarar verme riski taşıyabilir.
Her iki işlem de, yeterli teknolojik altyapıya sahip ortamlarda, deneyimli doktorlar tarafından uygulanmalıdır.
Ameliyatsız bel fıtığı tedavisi işlemlerinde, sinir yaralanması, enfeksiyon ve kanama riski gibi riskler oldukça azdır.
Doğru seçilmiş hastalarda başarı oranı %70 ile 90 arasındadır.
Tedaviden sonra hastanede yatmaya gerek duyulmaz. Birkaç dakika süren bir işlemin sonrasında, ortalama yarım saat gözetim altında kalıp dinlenerek eve dönülür.
Bu tedavilerden sonra sadece bir korse kullanarak normal hayata çok kısa sürede dönmek mümkündür. Birçok hasta, yatak istirahatine gerek kalmadan, işlemin ertesi günü normal çalışma hayatına başlayabilir.
Ameliyatsız bel fıtığı tedavisi her bel fıtığı hastası için uygun bir tedavi yöntemi olmayabilir. Bu tedavilerin hangi hastalarda uygulanabileceğinin, hangi hastaların bu tedavilerden daha fazla faydalanabileceğinin belirli bilimsel kriterleri vardır.
Halk arasında patlamış fıtık olarak bilinen serbest bir parça halindeki fıtıklar ve çok büyük boydaki fıtıklar bu işlem için uygun değildirler. Bacak ve ayak kaslarında kuvvet kaybına yol açmış olan fıtıklarda da bu işlemin yapılması uygun değildir. Bu hastaların tedavileri, ameliyat ile yapılmalıdır. Olanak var ise, tam kapalı ameliyat olarak bilinen full endoskopik ameliyat teknikleri tercih edilmelidir.
Hastalıklar ve tedavilerle ilgili hızlıca bilgi almak ve MR'ınızı ücretsiz yorumlatmak için tıklayın lütfen.
Soru Sor
Randevu almak için 0 543 352 60 12 nolu telefondan arayabilir veya WhatsApp üzerinde hasta danışmanımız ile yazışabilirsiniz.
WhatsApp'tan YazYukarıda saydığımız tedavilere rağmen ağrı ve diğer şikayetler en az altı hafta süreyle devam ediyor ise ya da kaslarda kuvvet kaybı var ise bel fıtığı ameliyatı gerekir.
Günümüzde kapalı bel fıtığı ameliyatı, modern teknolojinin sunduğu bütün avantajları kullanarak, ameliyatın hastaya en az zararı verecek biçimde yapılmasını sağlar.
Bel Fıtığı Egzersizleri ve Bel Ağrısı Egzersizleri Neden Önemlidir?
Blog Sayfasına Git!
Endoskopik bel fıtığı ameliyatı, modern teknolojinin sunduğu en gelişmiş tedavi yöntemidir. Bıçak kullanılmadan, dikiş atılmadan ve minimal ağrı ile yapılan bu ameliyat tekniği hakkında detaylı bilgi alın.
Videoyu izleyerek endoskopik ameliyat tekniğini öğrenebilirsiniz.
Bütün hastaların korktukları ve üzerinde devamlı olarak sorular sordukları soru ise omurganın bel ya da diğer bölgelerinde gelişen fıtığının tedavi edilmezse ne tür ciddi sonuçlara yol açabileceği sorusudur.
Hastanın sorunu sadece ağrı ya da uyuşma ise, tedavi yapılmaması halinde bu şikayetler nadiren kendi kendisine kaybolurlar, genellikle devam ederler. Uzun süren, kronik ağrı sorunu ile baş başa kalan hastanın günlük yaşamı olumsuz olarak etkilenir. Ağrı nedeniyle uyuyamayan, çalışamayan, her türlü aktiviteden uzak kalan hastanın yaşam kalitesi bozulur.
Ağrı ve uyuşma şikayeti ile birlikte bacak ve ayak kaslarında kuvvet kaybı var ise, mutlaka sinir kökü üzerindeki baskı, vakit kaybetmeden cerrahi tedavi ile kaldırılmalıdır. Kaslarında kuvvet kaybı ortaya çıkan bir hastanın, biraz daha ilaç verelim, biraz daha fizik tedavisi yapalım, biraz daha bekleyelim bakalım düşüncesi ile cerrahi tedavisinin geciktirilmesi yanlıştır. Bu durumdaki bir hastanın cerrahi tedavisi ne kadar erken yapılırsa, ameliyattan göreceği fayda da o ölçüde daha fazladır.
Zamanında ve doğru biçimde tedavi edilmeyen küçük bir hasta grubu kalıcı ya da telafisi oldukça zor, önemli sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. Kauda Ekuina sendromu adını verdiğimiz bu tabloda şu belirtileri görebiliriz:
Mesane ve bağırsak alt kısmında sfinkter adını verdiğimiz kaslara giden sinirlerin köklerinin fıtık dolayısıyla görevlerini normal olarak yapamamaları nedeniyle idrar ve dışkı yapamama sorunu ortaya çıkabilir.
Anüs ve cinsel organlar çevresinde his kaybı, dışkıyı hissedememek.
Her iki bacakta güç kaybı.
Op. Dr. Tunç Koç'un her konuda detaylı bilgiler aktardığı, önemli konulara açıklık getirdiği, tedavileri artıları ve eksileriyle anlattığı, ameliyat öncesi/sonrası süreçlerle ilgili bilgilerin yer aldığı videolar için YouTube kanalımıza abone olun.
Youtube Kanalına Git