Hızlı erişim için seçtiğiniz konu başlığını tıklayabilirsiniz.
Omurga kırıkları dediğimiz zaman birçoğumuzun aklına önce trafik kazaları, düşmeler, şiddetli yaralanmalar gelir. Oysa ki, omurga kırıkları, özellikle ileri yaşlarda, osteoporoz (kemik erimesi) nedeniyle oldukça daha sık olarak karşımıza çıkar.
Omurga kırıkları şiddetli ve aralıksız sırt ağrısının, yaşam kalitesinin bozulmasının, hatta yaşam süresinin kısalmasının nedeni olabilecekleri gibi, bazen hiçbir belirti vermeyip fark edilmeyebilirler. Osteoporoz nedeniyle gelişen omurga kırıklarının yaklaşık 2/3’ü, hiçbir belirti vermediği için teşhis edilemeyebilir.
Omurga kırıklarının fark edilmeleri, daha sonra gelişebilecek ve daha önemli sorunlar doğurabilecek diğer kırıkların önlenmeleri açısından önemlidir.
Omurga kırıkları, düşmeler, motorlu taşıt kazaları veya spor yaralanmaları gibi omurga üzerindeki anormal stres nedeniyle oluşabilirler. İleri yaşlarda ise omurga kırıkları, osteoporozun (kemik erimesi) sık görülen bir sonucudur. Osteoporotik hastalarda omurga kırıkları, omurga üzerinde çok büyük bir stres olmasa da, basit bir öne eğilmek, öksürmek, hapşırmak ya da esnemek ile kolaylıkla gelişebilirler.
Omurga kırıkları sadece omurgayı oluşturan kemik, eklem ve bağları etkileyebileceği gibi, omuriliği ve sinirleri de etkileyebilir.
Uygun şekilde tedavi edilmediğinde, bir omurga kırığı önemli kalıcı sorunlara neden olabilir ve normal şekilde yürümenizi ve hatta nefes almanızı engelleyebilir. Uygun tedavi ile en kısa sürede iyileşebilir ve aktif bir yaşama geri dönebilirsiniz.
Omurga kırıklarının en yaygın nedenleri travma ve osteoporozdur.
Gençlerde genellikle trafik kazaları, düşme ve diğer yaralanmalara; ileri yaşlarda ise daha çok osteoporoz (kemik erimesi) gibi kemik dokusunun sağlamlığını kaybetmesine yol açan nedenlere bağlı omurga kırıkları görülmektedir.
Yaşlanan bir omurgada osteoporotik bir kırığın meydana gelmesi, sekonder travmatik kifoz adını verdiğimiz kamburluk biçiminin ortaya çıkmasına yol açar. Bu şekilde omurganın dizilimi kötüleşir, tıp dilinde “sagittal balance” adını verdiğimiz denge bozulur. Omurganın dizilim bozukluğunun şiddetlenmesi, yeni kırıkların oluşmasına zemin hazırlar; “kırık kaskadı” olarak tanımlanan ve içinden çıkılması zor olabilecek bir sürece hastayı yeni kırıklar ile birlikte sürükler ve kaynamama riskinin artmasına neden olabilir.
Omurga kırıklarının diğer nedenleri arasında birincil kemik tümörleri, multipl miyelom, metastatik tümörler ve dejeneratif omurga hastalıkları bulunur.
Üç grup omurga kırığı vardır:
En sık rastlanan, omurların sadece ön duvarlarının etkilenmesi sonucunda gelişen kırık çeşididir. Omurga gövdesinin ön duvarında bulunan kırık ve çökme nedeniyle, omurun gövdesi bir kama şeklini alır.
Omurga gövdesinin arka duvarı kırık olmadığı için, omuriliğin içinde bulunduğu omurga kanalı kırıktan etkilenmemiştir.
Çökme kırıkları özellikle osteoporoz nedeniyle gelişir; ileri yaşlardaki kadınlarda daha sık görülür.
Omurga kanalının duvarının da etkilendiği, daha önemli sonuçlar doğurabilecek kırık çeşididir. Düşmeler, doğrudan darbeler veya omurganın şiddetli yanal bükülmesinden kaynaklanabilir.
Omurilik ve sinirler kırık nedeniyle zarar görebilir.
En ciddi sonuçlara yol açan, kemiklerdeki kırık ile birlikte eklem ve bağlarda da hasara bağlı çıkık ve kaymaların bulunduğu çeşittir. Omurilik ve sinirlerin etkilenme olasılığı çok yüksektir.
Osteoporoza bağlı çökme kırıklarında uygulanan kifoplasti, çöken omur gövdesini balon ile yükseltip kemik çimentosu ile güçlendirmeyi amaçlayan kapalı bir tedavi yöntemidir.
Videoda işlem adımları, hasta seçimi ve iyileşme süreci hakkında özet bilgiler yer alır.
Omurga kırığı belirtileri, kırık türüne göre değişiklik gösterir.
Osteoporoz nedeniyle gelişen kırıklar hiçbir belirti vermeyebilir (sessiz kırıklar) ya da değişik şiddette ağrı ve kas spazmı görülebilir. Masum bir öne eğilme ya da öksürme sonrasında ani başlayan, şiddetli sırt ağrıları gelişebilir.
Kambur duruş pozisyonu, ayakkabı giymek ve giyinmek gibi günlük aktiviteleri yapmakta zorlanmak yaşlı kişilerde omurga kırığını düşündürmelidir.
Ağrının yanında kol ve bacaklarda uyuşma, felçler, idrar ve dışkı kontrolü ile ilgili sorunlar görülebilir. Bu gruptaki omurga kırıkları acil olarak cerrahi tedaviye ihtiyaç duyar.
Op. Dr. Tunç Koç'un her konuda detaylı bilgiler aktardığı, önemli konulara açıklık getirdiği, tedavileri artıları ve eksileriyle anlattığı, ameliyat öncesi/sonrası süreçlerle ilgili bilgilerin yer aldığı videolar için YouTube kanalımıza abone olun.
Youtube Kanalına Gitİlk ve en sık uygulanan tanı yöntemleridir. Kırığın özellikleri büyük ölçüde görünür, fakat omurilik ve sinir dokular görülemez.
Kemik yapıları ve kırığın cinsini röntgen grafiklerinden daha detaylı olarak gösterir. Özellikle de omurga kanalının duvarlarının kırık tarafından etkilenip etkilenmediği net olarak görülür.
Omurilik ve sinir dokuların durumunu detaylı olarak gösterir. Omurgada saptanan kırığın yeni bir kırık olup olmadığı konusunda detaylı bilgiyi yalnızca MR incelemesi verebilir.
Omurga kırığının teşhisi için kullanılmaz; kemik erimesinin derecesini saptamak ve kemik erimesine bağlı kırık riskini belirlemek için kullanılan bir tarama testidir.
Hastalıklar ve tedavilerle ilgili hızlıca bilgi almak ve MR'ınızı ücretsiz yorumlatmak için tıklayın lütfen.
Soru Sor
Randevu almak için 0 543 352 60 12 nolu telefondan arayabilir veya WhatsApp üzerinde hasta danışmanımız ile yazışabilirsiniz.
WhatsApp'tan YazTedavinin amacı bir yandan hastanın ağrısını gidermek, yaşam kalitesini arttırmak, diğer yandan da omurganın hareket ve sağlamlığını tekrar oluşturmaktır. Sinirler ve omurilik kırıktan etkilenmişlerse, üzerlerinde bulunan baskının kaldırılıp bu yapıların normal fonksiyonlarına tekrar kavuşmaları hedeflenir.
Bir yandan hastanın ağrısını gidermek, diğer yandan da yeni kırıkların ortaya çıkmasına engel olmak için mutlaka vakit kaybetmeden tedaviye başlamak gerekir.
Omurganın sağlamlığı bozulmuş ise ve özellikle de omurilik üzerindeki baskı nedeniyle felç ya da felç riski bulunuyorsa, acil olarak cerrahi tedavi yapılmalıdır.
Omurga kırıklarının iyileşmeleri için gerekli süre 6 ile 12 hafta arasındadır. Bazı durumlarda iyileşme süresi uzayabilir.
Tedavi kararı kırığın çeşidine, hastanın şikayeti ve muayene bulgularına göre verilir. Yeni gelişen bir omurga kırığı için aşağıdaki tedavi olanakları hastanın durumuna göre kullanılabilir.
Yeni bir omurga kırığı genellikle sırt ağrısı ve kaslarda spazm oluşturur. Hastanın hareketlerini önemli derecede etkileyen ağrı aylarca devam edebilir. Yeni ortaya çıkan kırıklarda kesin yatak istirahati, ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar, ödem giderici ilaçlar ile birlikte kullanılabilir.
Sadece ilaç ve yatak istirahati tedavisi hasta için çekici gelse de, bazı olumsuz sonuçları olabilir:
Kesin yatak istirahati omurga kırığını tamamen hareketsiz bırakacak sert bir korse ile birlikte uygulanır. Özellikle yaşlı hastalar bu dönemi kolay tolere edemeyebilirler. Bu şekilde tedavi edilen hastaların, düzenli röntgen kontrolleri ile kırıkta iyileşme olup olmadığı, kırığın artıp artmadığı açısından takip edilmeleri gerekir.
Yatak istirahati ve sert korse ile tedavi, omurga kırığının omurga yüksekliğini %25’den daha az azalttığı hastalarda kullanılabilir. Daha yüksek derecedeki kırıklar bu şekilde tedavi için uygun değildir.
Omurga kırıklarının tedavisinde fizik tedavi yöntemleri genellikle ağrının geçirilmesine yardımcı olmak amacıyla kullanılabilir. Bu amaçla ultrason, soğuk ve sıcak uygulamaları tercih edilebilir.
Kas germesini amaçlayan egzersizler ise, hem kırığı hareket ettirerek iyileşmenin gecikmesine hem de başka kırıkların oluşmasını tetikleyebilecekleri için özellikle tercih edilmezler.
Kırığın kaynamasından sonra, kasları güçlendirmeye yönelik egzersiz programları faydalı olacaktır.
Sadece ağrı ve kas spazmına yol açan bir çökme kırığı, ilaç tedavisi, korse ve yatak istirahati ile tedavi edilebilir. Korse ve istirahat, omurgayı hareketsiz bırakarak, genellikle kırığın daha da ilerlemesine engel olur ve kaynamaya yardımcı olur.
Yaş ilerledikçe kemikte kaynama için gerekli süre uzar. Korse ve istirahat süresi, hastanın yaşına ve kırığın derecesine göre düzenlenir. Korse en fazla 3 ay süre ile kullanılır.
Kırığın oluşmasından sonra erken dönemde korse kullanılması faydalıdır; ancak uzun süreli korse kullanımı bel ve sırt kaslarında zayıflamaya yol açabilir. Uzun vadede daha güçlü ve sağlıklı kaslar en ideal “doğal korseyi” oluşturur.
Omurga kırıklarının tedavisi için cerrahi yöntemler şu durumlarda gerekebilir:
Üç çeşit cerrahi tedavi yöntemi vardır:
Kemik çimentosu uygulaması ile kırık omurun güçlendirilmesi amaçlanır.
Balon ile çöken omur yükseltilir ve kemik çimentosu ile desteklenir.
Vida–platin ile omurganın dengesinin ve stabilitesinin sağlanması hedeflenir.
Omurga kırıklarının modern yöntemler ile cerrahi tedavileri konusunda detaylı bilgi sahibi olmak için Vertebroplasti - Kifoplasti sayfamızı ziyaret etmenizi öneririm.
Web Sayfasına Git!